13 Aralık 2015 Pazar

Eylül Romanı

Mehmet Rauf'un Eylül adlı romanı Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanıdır.
Mehmet Rauf (1874-1931) İstanbul’da doğmuştur. Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi’nden sonra Mekteb-i Bahriye’de okumuştur. (1884-1893). He­nüz on altı yaşında iken yazdığı Düşmüş adlı hikâyesi İzmir’de,  Halit Ziya’nın çı­kardığı Hizmet gazetesinde yayınlanmıştır. Daha sonra Mektep dergisinde, Edebiyat-ı Cedide kurulduğu zaman da Servet-i Fünun’da küçük hikâyeler, mensur şiirler, edebi makaleler yazmış, Servet-i Fünun’da tefrika edilen Eylül romanıyla ünü genişlemiştir. Meşrutiyet (1908) ten sonra deniz subaylığından ayrılarak hayatını yazarlıkla kazanmaya çalışmış, birçok hikâye, roman, piyes yazmış, südüğü maceralı ve dengesiz bayat sonunda yoksulluk içinde ölmüştü.

Mehmet Rauf

KONUSU:Eylül adlı romanda olaylardan çok, kahramanların iç dünyalarının anlatımına ağırlık verilmiştir. Romanda evli bir kadın ile evlerine girip çıkan genç bir akrabası arasında yaşanan yasak aşk anlatılır. Suad bir yanda kocasına duyduğu bağlılık ile diğer yanda Necib’e karşı duyduğu aşk arasında bocalar, çırpınır durur. Necib ise bir yanda akrabası Süreyya’ya duyduğu arkadaşlık, dostluk ile diğer yanda Suad’a karşı duyduğu aşk arasında bocalar. Mehmet Rauf, Eylül adlı romanında yasak aşktan kaynaklanan imkansızlıkları, bu iki aşığın psikolojik hallerini, kırgınlıklarını, kıskançlıklarını, sevinçlerini, heyecanlarını, vicdan azaplarını gerçekçi bir şekilde yansıtmayı başarmıştır. 
 ÖZETİ:  Suat Hanım ile Süreyya Bey beş yıldır evlidir. Bir yaz dönemi için Boğaziçi'nden küçük bir ev kiralarlar. Bu karı koca çok mutludurlar. 

Süreyya Bey'in arkadaşı Necip Bey, aile dostlarıdır ve sık sık onların evlerine gelmektedir. Bazı gecelerde de konuk olarak evlerinde kalır.

Necip, Süreyya Bey'in eşi Suat'a karşı derin bir saygı beslemektedir. Bu saygı, bir zaman sonra çok güçlü bir sevgiye dönüşür. Necip, bu sevgiyi kendi içine atar; kendi içinde saklar. Bir gün artık dayanamaz ve Suat'ın eldivenlerinden birinin tekini çalar. Aradan bir süre geçer ve Necip hastalanır. Bu hastalığın nöbetleri sırasında Necip, çaldığı eldiven tekini sayıklar. Bu durumu öğrenen Suat, eldivenin diğer tekini de Necip'e verir. Böylelikle her ikisinin de aşkı açığa çıkmış olur. Ancak iki sevgili de Süreyya'ya ihanet etmez ve bu aşk onların içinde yaşar. 

Günler geçer. Yaz bitmiş, kış gelmiştir. Tekrar konağa taşınan Suat ile Süreyya'nın evinde bir gün yangın çıkar. Suat evin içinde, alevlerin arasında kalmıştır. Necip onu kurtarmak maksadı ile cesurca eve girer; ancak her ikisi de kurtulamaz. Aşklarının onların içini yaktığı gibi alevlerin arasında kalarak can verirler.                                     



KARAKTERLER
SUAT:Kocası Süreyya Bey ile mutlu bir evlilik sürdürürken arkadaşı Necib Bey'e aşık olur.
SÜREYYA: Suat'ın kocasıdır.Karısını seviyordur.Dışa dönük musikiyi sevmez.Denize açılmak ve balık tutmayı sever.
NECİP:Otuz yaşlarında yakışıklı kibar ve zarif bir gençtir. Gönlünün aradığı kadını bulamadığı için evlenmemiş, romantik mizaçlı, yalnız yaşamaya, serbest kalmaya, gezip eğlenmeye alışmıştır. Temiz kalpli, dürüst, olgun ve duyguludur.Suat'a aşıktır.
HACER: Suat’ın görümcesidir.Bekâr bir kadın gibi davranan ve öyle görünen, fesat bir kadındır.Orta halli bir ailenin kızıdır.Neşeli kocasıyla uyumsuz kocasına karşı ilgisizdir.
GÖRÜŞLERİM:
Roman hakim bakış açısı ile anlatılmıştır.Roman Edebiyatımızın olgunlaştığı dönemde yazılmıştır.Samimi içten duygulara yer verilmiştir.Romanı okurken biraz sıkıldım doğrusu.Romanın ortalarında artık bıkkınlık gelmişti ama bir süre sonra akan duygu selinin içinde kitabı bitirdim.Kitabı okuyunca aşk kavramının değişimi göze çarpıyor,insanlar birbirlerini karşılıksız seviyorlar.Romanda betimlemeler mükemmel diyebilirim.Kitabı okurken yaşadım.Mehmet Rauf'un dünyasına girmeyi başardım diyebilirim.Bu romanda anlatılan aşk her yönüyle çıkmaza sürüklenen ve acı veren ancak tüm zorluklara karşı mutluluğu hissettiren özel bir güzelliktir.Romanda yasak aşk konusu işlenmiştir.Necib Bey yavaştan içinde büyüttüğü Suad Hanıma karşı olan ilgisini bastıramaz.Süreyya ile Suad'ın mutlu evliliklerini kıskanmıştır.Süreyya'nın çok şanslı olduğunu düşünmüştür.
Yaz sonrasında kış gelmiş ve Süreyya ile Suad yeniden konağa gelmişlerdir.Bir gün evde yangın çıkar Suad içerde kalır Necib cesur bir şekilde sevdiği kadını kurtarmak ister fakat ikiside içerde can verirler.Daha önceki romanlarda intihar girişimi ile son olurdu bu kitapta yangın-intihar girişimi ile son olmuştur.